DOLAR
34,3061
EURO
37,1912
ALTIN
3.018,65
BIST
8.885,00
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
15°C
Salı Çok Bulutlu
15°C
Çarşamba Az Bulutlu
16°C
Perşembe Az Bulutlu
17°C

SEVDA AKTOLGA: “OYUNCULUK RÜYASI BİTTİ”

SEVDA AKTOLGA: “OYUNCULUK RÜYASI BİTTİ”
23 Mayıs 2022 10:02 | Son Güncellenme: 23 Mayıs 2022 10:40
A+
A-

Gülen yüzü ve muhteşem oyunculuğuyla bir döneme damga vurdu… O 1977 yapımı “Taşra Kızı” filmi ile de beyazperdeye adım attı. Başrollerini Müjde Ar ve Ahmet Sezerel’in paylaştığı filmde ‘Sacide’ karakterine hayat verdi. Ardından ‘Şaban Oğlu Şaban’ın ‘Sema’sı, 6 Edebiyat A’nın ortasına düşen 4 kızdan biriydi… Adile Naşit ile Münir Özkul deyince akla gelen filmlerden olan ‘Gülen Gözler’de evin uçarı kızı ‘Hikmet’ oldu… Çocuk yaşlarda başlayan oyunculuk aşkı onu gerçek mesleği olan Diş Hekimliğinden de kopardı,  özel muayenesini bile kapattı… ‘Yeşilçam’ deyince gözleri doluyor ünlü oyuncunun, ’Efsane yönetmen Ertem Eğilmez beni sinemaya kazandırdı. Büyük ustalarla kamera karşısına geçtim. Keşke o günler’ diyerek kelimeler düğümleniyor boğazında… Yeşilçam’ın gülen yüzü Sevda Aktolga ile dününü, bugününü konuştuk haydi buyurun keyifle sohbetimize…

Sanata ilginiz hangi yaşlarda başladı?

İlkokulda bizim okuma bayramlarımız ve yılsonu oyunlarımız olurdu… O dönem TRT İstanbul Radyosu Çocuk Saati Programı’nın yönetmeni sevgili Vedat Demirci okulumuzda, lise bölümünde sanat tarihi dersleri verirdi ve bizim piyeslerimizi hazırlardı. İlk okul birinci sınıfta ‘Dileğin Rüyası’ adlı oyunda bana başrol oynatmıştı. Sonra beni tutabilene aşk olsun… Orta okula başlayınca radyoda çalışmaya ve ‘Ali Baba Çocuk Tiyatrosu’nda oynamaya başladım. Lise ikinci sınıfta ‘Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu Deneme Sahnesi’ne geçtim. O bana öğretti her şeyi minnettarım..

ÖZEL MUAYENEHANEMİ KAPATTIM

Oyunculuktan önce ne iş yapıyordunuz?

Ben Marmara Üniversitesi Diş Hekimliğini okudum ve 1981 yılında mezun oldum. Kendime özel diş muayenehanesi açtım. Uzun bir süre özel muayenehanemde görevimi ifa ettim. Ancak oyunculuk aşkı mesleğimi devam etmeme müsaade etmedi…(Gülmeye başlıyor….) Sinema aşkı daha ağır bastı Oyunculuk benim çocukluk aşkımdı ve yoluma sinema ile devam etmek istedim.

Sinemaya ne zaman başladınız?

Fikret Hakan‘ın yönettiği, Kaya Ererez‘in görüntü yönetmenliğini yaptığı ‘En Büyük Patron’ filmi ilk setim. Son derece heyecanlıydım ve ne yapacağımı bilemiyordum. Ama sıcak ve yardımcı tavırlarıyla bir günde beni çözdüler. Sonra sinema seti bana evim gibi gelmeye başladı. Yeşilçam dünyasında yavaş yavaş dikkat çekmeye başlamıştım. Tabi  asıl benim ustam, yönetmenim, sinemada oyuncu olabilmemin sebebi Ertem Eğilmez’dir. Dehasına yakın bir deha ile henüz karşılaşmadım dersem yalan olmaz… Çok özeldir benim için…

ERTEM EĞİLMEZ,’EVLENİRSEN OYUNCULUĞUN BİTER’DEMİŞTİ

Bir röportajınızda ertem eğilmez oyuncuların evlenmesinden hoşlanmazdı diyorsunuz sebebi neydi?  

Evet oyuncunun evlenmesini istemezdi. Hoşlanmayışının sebebini ise sanırım izleyicinin hayranlığına ket vuracağını düşündüğü içindi… “Evlenirsen oyunculuğun biter!” demişti… Ben biraz asi bir yapıya sahibim.. Benim bir şey yapmamı isteyen biri bana “yapma!” demeli ki o bende tutku olsun.. Evlilik de öyle bir durma girdi.. Evlenme deyince ben evlendim… Gerçekten oyunculuğum bitti ama muhteşem iki çocuğum oldu… Hiçbir şeyin bana veremeyeceği iki hazine…”Rabbim her ikisine de sağlıklı uzun ömürler versin…

Bugüne kadar kaç sinema filiminde rol aldınız?

‘Erkek Güzeli Sefil Bilo’, ‘Bir Yıldız Doğuyor’, ‘Katma Değer Şaban’, ‘Milyarder’ ve bunlara benzer birçok film… Kendimle ilgili çok dikkatli değilim resim fotoğraf falan biriktirmem, işin doğrusu biri gen sorduğu için saymıştık oynadığım filmleri sanırım  43 gibi galiba, diziler hariç.

En çok sevdiğiniz sinema filminiz hangisidir?

Aslında pek oynamadım sevmediğim filmlerde, galiba hepsini sevdim özellikle de Ertem Eğilmez filmlerini. Asistanlık yaptığım zamanlarda ısrar üzerine kıramadığım için oynadığım bazı filmler hariç. Pek Hayır diyebilenlerden olamadım. Ama ‘Yol ‘filmi ve ‘Bebek’ filmi benim için ayrı bana ödül getiren filmler onlar. ‘Nehir’ filmi de çalışırken büyük keyif aldığım bir filmdi.

ONLAR SEVGİ DOLU, GÜVEN VEREN İNSANLARDI

Kemal Sunal, Adile Naşit, Münir Özkul gibi birçok efsane isimle kamera karşısına geçtiniz, bu nasıl bir duygu?   

Hayatımın en güzel ve en mutlu yıllarıydı, hepsi olağanüstü insanlardı sıcak, sevgi dolu,güven veren insanlardı. Beni sevdiklerini hissettirdiler, ilk gördüğüm andan itibaren aileden biriymişim gibi kabullendiler ve birlikte çalıştığımız her an profesyonel desteklerini eksik etmediler, benim için Ertem Eğilmez setleri muhteşem bir sinema eğitim yuvası oldu.

Kemal Sunal’ı biraz anlatır mısınız?      

Oyunculuğunu çok severdim ama insanlığını çok daha fazla sevdim. Sanırım hayatımda tanıdığım en dürüst insandı, sevgi ve saygı dolu mesafesini, vatan severliğini, Atatürk hayranlığını ve inancını, değerleri olmasını, kendini geliştirmek için her fırsatı değerlendirmesini, keşke tanıdığım herkes onun gibi olsaydı dediğim çok oldu. Sağlığına dikkat ederdi, yeri geldiğinde çok ciddi yeri geldiğinde esprili biriydi. İyi ki tanımışım dediğim nadir insanlardandı.

Adile Naşit ve Münir Özkul için neler söyleyeceksiniz?

Adile ablaydı benim için, anaçtı sevgiyle yaklaşırdı, acılarını imbikten geçirip sanata sunmuş çok özel bir insandı, çok sevdim ve iyiliğini çok gördüm, kol kanat gerdi hep, yol gösterdi, destek oldu, hatırladığım hep neşeli oluşu. Münir abi o kadar zarif o kadar beyefendi, bir o kadar da hayatın keyfini de hüznünü de dibine kadar hisseden sanatçı kimdir dendiğinde örnek gösterebileceğiniz nadir sanatçılardan biriydi. Ruhunun hem derinliği hem çocukluğu yansırdı varlığına, bir yönüyle derviş, bir yönüyle neşeli bir çocuktu… Hiç unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşmak ister misiniz? Unutamadığım anı dediğiniz onlarla yaşadığım her an hepsi çok değerli, filmleri izleyenler de o anların tadına vardılar her an.

ÖNCE FELÇ, SONRA KALP KRİZİ GEÇİRDİM

Yeni projeleriniz var mı?

Hayır yok, çünkü çok ciddi sağlık sorunlarım var… Önce felç, sonra kalp krizi geçirdim. Bir de Koah eklendi üzerine. Çok şükür ayaktayım yürüyorum ama kolay yoruluyorum. Stres yaşamamam lazım uzun set saatlerini kaldırabilir miyim bilmiyorum. Benim için muhteşem güzel ve gerçekleşmiş bir rüya idi oyunculuk sanırım bu kadar rüya yaşamak yeter dedi.

Bu keyifli sohbet için çok teşekkürler Sevda hanım.

Ben teşekkür ederim Habib bey